| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | beset with (something) f. | (sorularla/isteklerle) bunaltmak |
| Öbek Fiiller | beset with (something) f. | (sorularla/isteklerle) usandırmak |
| Öbek Fiiller | beset with (something) f. | (sorularla/isteklerle) bıktırmak |
| Öbek Fiiller | beset with (something) f. | (sorularla/isteklerle) sıkıntı vermek |
| Öbek Fiiller | beset with (something) f. | onu da isterim bunu da isterim diye tutturmak |
| Öbek Fiiller | beset with (something) f. | başına musallat olmak |
| Öbek Fiiller | beset with (something) f. | peşini hiç bırakmamak |
| Öbek Fiiller | beset with (something) f. | başına üşüşmek |
| Öbek Fiiller | beset with (something) f. | (mektup/telefon/soru/sipariş) yağdırmak |
| Öbek Fiiller | beset with (something) f. | (telefonlar) susmamak |
| Öbek Fiiller | beset with (something) f. | (mektup/telefon/soru) yağmuruna tutmak |
| Öbek Fiiller | beset with (something) f. | (bir şeyle) çepeçevre süslemek |
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | beset someone with something f. | birini bir şeyle bunaltmak | ||
| Öbek Fiiller | beset someone with something f. | birini bir şeyle usandırmak | ||
| Öbek Fiiller | beset someone with something f. | birini bir şeyle bıktırmak | ||
| Öbek Fiiller | beset someone with something f. | birine bir şeyle sıkıntı vermek | ||
| Öbek Fiiller | beset someone with something f. | birini bir şeyle sıkmak | ||
| Öbek Fiiller | beset someone with something f. | birini bir şeyle taciz etmek | ||
| Öbek Fiiller | beset someone with something f. | birini bir şeyle rahatsız etmek | ||
| Öbek Fiiller | beset someone with something f. | birini bir şeyle bezdirmek | ||
| Öbek Fiiller | beset someone with something f. | birini bir şeyle sıkıştırmak | ||
